Tłumaczenia dla hasła „dava“ w turecko » niemiecki słowniku

dava RZ.

1. dava:

dava

Prozess r.m.

2. dava:

dava

(Gerichts)verhandlung r.ż.

zwroty:

dava

Problem r.n.

dava

Frage r.ż.

dava açmak [veya etmek]

einen Prozess anstrengen

dava açmak [veya etmek] -e

verklagen jdn

dava vekili

Verteidiger(in) r.m. (r.ż.)

dava vekili obs

dava vekili

Rechtsanwalt m (ohne Jurastudium)

Przykładowe zdania ze słowem dava

dava vekili

Verteidiger(in) r.m. (r.ż.)

mütekabil dava

Gegenklage f

dava açmak [veya etmek] -e

verklagen jdn

dava açmak [veya etmek]

einen Prozess anstrengen

Przykłady jednojęzyczne (niezredagowane i niesprawdzone przez PONS)

turecki

Dava; asli (başlıbaşına bir iddia olup, başka bir davayla ilgisi bulunmayan) ve feri (asıl davanın teferruatından olarak, diğer bir şey hakkında hüküm verilmesinin istenilmesi) olur.

tr.wikipedia.org

Fazilet, aile ve polis baskısı, işsizlik, aşk ve "dava" arasında bunalmaktadır.

tr.wikipedia.org

Dinsel farklılıklar artık önemini yitirmiş ve yükselen bireyci anlayışla birlikte inançlar dava güdümüne dair anlamlarını yitirmeye başlamıştır.

tr.wikipedia.org

Bu karar ve dava süreci, diğer şüpheli ölümlerin yargılanma süreci için emsal oluşturarak hukuk literatürüne girdi.

tr.wikipedia.org

Jüri yönergesi jüri üyelerinin dava hakkında karar verirken gözetmek zorunda oldukları kurallar bütünüdür.

tr.wikipedia.org

Tekrar görülmeye başlanan dava üçüncü celsede karara bağlandı.

tr.wikipedia.org

Kocasının ölümünden sonra ondan kalan taşınmazları üzerine alabilmek için birçok karmaşık dava ile karşı karşıya kalmıştır.

tr.wikipedia.org

Loftus, laboratuvar içindeki çalışmalarının yanı sıra araştırmasını yasal ortamlara uygulamakla da ilgilenmiştir; yüzlerce dava için danışma ya da bilirkişi tanıklığı sağlamıştır.

tr.wikipedia.org

Dava, adi şirket ortaklarının tamamına karşı ya da tamamı tarafından açılır.

tr.wikipedia.org

Dava sırasında savcı bir kadın külotunu gösterip, kimin giydiğini ve başbakanlıkta unuttuğunu sorar.

tr.wikipedia.org