Bu performanslar şarkıcılık ya da dudak uydurması yapmak, dans etmek, gey onur yürüyüşleri ve drag güzellik yarışmaları gibi etkinliklere katılmak, ya da kabareler ve diskotekler gibi mekânlarda gösteriş yapmak olabilirler.
tr.wikipedia.org Profesyonel uğraşısındaki restoran, yüzme havuzu, gece kulübü, diskotek tesislerinin iç dekorasyonlarını ve tefrişlerini gerçekleştirdi.
tr.wikipedia.org Lilya bir süre sonra açlığa dayanamayınca istemeye istemeye daha önce gitmiş olduğu diskoteğe gider ve para karşılığında yaşlı bir adamla yatar.
tr.wikipedia.org Bunu takip eden gün başbakan, gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere, restoranlar, kafeler, sinemalar ve diskotekler dahil tüm gereksiz halka açık yerlerin kapatılmasını emretti.
tr.wikipedia.org Tasarımlarında kullandığı kaşmir ve ultra süet gibi kumaşlar ile yaptığı minimalist ve temiz tasarımlar yetmişlerin ortalarında diskoteklerin yeni fenomeni olmayı başardı.
tr.wikipedia.org