Bush'un bir alışkanlık halini almış olan gündelik telaşları bırakarak romantik, içsel manzaralar üretmeye dönük dürtüleri her daim hafiften camdan bir tipiyi izleyen insanın işlerine benzeyegelmiştir.
tr.wikipedia.org Bu eski kafalı, hafiften kaçık adam aslında saf, iyi niyetli ve içtendir.
tr.wikipedia.org Hafiften orta seviyeye kadarki ağrı, ateş, enflamasyon ve osteoartrit, romatoid artrit, psoriyatik artrit, gut, yaralanma, aybaşı krampları ve tendinit gibi durumların yol açtığı sertliklerin tedavisinde kullanılır.
tr.wikipedia.org Krallığı çok güzeldi, ambrosia ağaçları, hafiften esen yeller ve kuşlarla doluydu.
tr.wikipedia.org Dişin üzerine bir basınç uygulandığında, çiğnemek veya ısırmak gibi, diş, soketi içerisinde hafiften hareket eder ve periodontal ligamentleri gerer.
tr.wikipedia.org