Tłumaczenia dla hasła „bozuk“ w turecko » niemiecki słowniku

bozuk <-ğu> PRZYM.

1. bozuk:

bozuk

kaputt

2. bozuk:

bozuk

außer Betrieb, defekt

3. bozuk (verdorben):

bozuk

schlecht

bozuk çalmak fam

sauer werden

bozuk para

Kleingeld r.n.

bozuk düzen

1. bozuk düzen:

bozuk düzen

unordentlich, systemlos

2. bozuk düzen MUS :

bozuk düzen

verstimmt

bozuk para

bozuk para

Kleingeld nt

deli bozuk

deli bozuk

querköpfig, unausgeglichen

Przykładowe zdania ze słowem bozuk

akordu bozuk (Instrument)

verstimmt

morali bozuk

demoralisiert

bozuk çalmak fam

sauer werden

bozuk para

Kleingeld r.n.

Przykłady jednojęzyczne (niezredagowane i niesprawdzone przez PONS)

turecki

Bu yüzden akımın normal olarak bozuk olduğu alçak gerilim iletim uygulamalarında çok az kullanılır.

tr.wikipedia.org

Yangıya ilişkin 5. temel semptom; yani functio laesa, söz konusu organdaki fonksiyon bozuklarından bahseder.

tr.wikipedia.org

Kararlı çekirdekler için (halo çekirdekler ya da diğer kararsız bozuk çekirdekler değil) çekirdek yarıçapı aşağı yukarı çekirdeğin kütle numarasının karekökünün küpüyle doğru orantılıdır.

tr.wikipedia.org

Seri boyunca tek bir bölümde bozuk somun yiyerek arızalandığı, sonrasında bu arızadan dolayı duvara çarpıp parçalanarak hastaneye götürüldüğü görülmüştür.

tr.wikipedia.org

Sahiplerine, görevli bankalardan hazırlanmış bozuk paraların teslimatını talep etme yetkisini veriyordu.

tr.wikipedia.org

Tırnaklar yoktur (agenezi) ya da olanların yapısı bozuktur (tırnak distrofisi).

tr.wikipedia.org

Bunlardan ilki tarayıcının bozuk bir adresten "engellenmiş" bir unsuru yüklemeye çalışmasıdır.

tr.wikipedia.org

Mine yapısı bozuktur ve dişlerde renklenme izlenir (amelogenesis imperfecta).

tr.wikipedia.org

Nikel ayrıca bozuk paraların üretiminde ve dekoratif gümüş yerine kullanılmaktadır.

tr.wikipedia.org

Rivayete göre bedenence sakat aklı müvazenesi bozuk bir kızın, kocaya verilmesi vaadiyle kendisine oynatılan oyudur.

tr.wikipedia.org