Tłumaczenia dla hasła „olanaklı“ w turecko » niemiecki słowniku

olanaklı PRZYM.

olanaklı

möglich

Przykłady jednojęzyczne (niezredagowane i niesprawdzone przez PONS)

turecki

Buna paralel olarak telekomünikasyon sistemlerinin de dijitalleşmesi ile birlikte dijital verilerin ve enformasyonun iletimi olanaklı hale gelmiş; bilgi teknolojileri ile iletişim teknolojileri iç içe geçmiştir.

tr.wikipedia.org

Daha küçük hedeflerin daha uzak mesafelerden algılanıp takibi olanaklı hale getirilmiş, bir başka deyişle mevcut radar sistemine bir mercek eklenmştir.

tr.wikipedia.org

Bu hükümlerin askıya alınması durumu, kurucu iradenin anayasayı olanaklı kılan siyasi kararlarını ihlal etmemekte, bir diğer ifadeyle, anayasanın tözüne dokunmamaktadır.

tr.wikipedia.org

Bir düzenin oluşturulması ise iç ile dış, üst ile alt, kadın ile erkek, taraf ile karşıt olma gibi ayrımların abartılması ile olanaklı hale gelir.

tr.wikipedia.org

Mrglovani yazı biçimi görece zor yazılan harflerden oluşur; çünkü bir harfi tek bir el hareketiyle yazmak olanaklı değildir.

tr.wikipedia.org

Kullanımı psikiyatride önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilmekte olup, önemli sayıda kronik psikiyatri hastasının hastaneler dışında veya evde bakımlarını olanaklı hale getirmiştir.

tr.wikipedia.org

Geometrik olarak, doğrusal kısıtlayıcılar olanaklı yöre adı verilen bir içbükey polihedron belirtirler.

tr.wikipedia.org

Hücrelerin (canlıların) yaşamlarını sürdürebilmesi, çevreye ve içine bulunduğu koşullara uyumuyla olanaklıdır.

tr.wikipedia.org

Hareketi oluşturan işlemlerin, veri tabanı üzerinde değil de verilerin kopyaları üzerinde gerçekleştirilmesi geri dönüşü olanaklı kılar.

tr.wikipedia.org

Sonneborn 1886 tarihli bir makalesinde bu sistemi eleştirmiş ve ağırlıklı puanın o oyuncunun puanının karesi ile desteklenmesinin daha verimli bir sıralamayı olanaklı kılacağını öne sürmüştür.

tr.wikipedia.org