turecko » niemiecki

-dan

-dan → -den

-dan

Zobacz też -den

-den <-dan, -ten, -tan>

2. -den:

-den başka
außer dat
-den beri
seit dat
wegen gen

nida [ɑː]

inan RZ.

inan -e
Glaube r.m. an etw

ajan RZ.

1. ajan:

Spion(in) r.m. (r.ż.)
Agent(in) r.m. (r.ż.)

2. ajan detrtrto-comm-s:

Agent(in) r.m. (r.ż.)

alan RZ.

1. alan (Bereich):

Feld r.n.
Gebiet r.n.

2. alan:

Fläche r.ż.

3. alan (offener):

Platz r.m.

4. alan INT:

Domain r.ż.
Greenfee r.n.

açan ANAT

akan

akan → akar

Zobacz też akar

akar

1. akar:

2. akar:

I . aman RZ.

Gnade r.ż.

han RZ.

2. han HIST.:

han
Herberge r.ż.

3. han HIST.:

han
Khan r.m.

I . yan RZ.

1. yan:

yan
Seite r.ż.

2. yan:

yan
Flanke r.ż.

3. yan:

yan
Richtung r.ż.

4. yan:

yan
Gegend r.ż.

5. yan:

yan
Stelle r.ż.
yan
Ort r.m.
yan
Platz r.m.

san RZ.

1. san (Leumund):

san
Ruf r.m.

2. san:

san
Ruhm r.m.

şan RZ.

1. şan:

Ruhm r.m.
Ehre r.ż.

2. şan:

Ruf r.m.

3. şan:

(leere) Aufmachung r.ż.

4. şan:

Gesang r.m.

tan RZ.

zan <-nnı> RZ.

1. zan:

zan
Vermutung r.ż.

2. zan:

zan
Verdacht r.m.

Przykłady jednojęzyczne (niezredagowane i niesprawdzone przez PONS)

turecki
Bazen heteroseksüellik ve biseksüellik arasındaki geniş bir cinsel yönelim sürekliliğini tarif etmek için iki bi-meraklı da eş tutulsa da, diğer yazarlar hetero-esneği, iki bi-meraklının ima ettiği "cinselliği denemek arzusu"ndan ayırıyorlar.
tr.wikipedia.org
Mojito kelimesi, genellikle misket limonu içeren "mojo sosu"ndan gelmektedir.
tr.wikipedia.org
Köyün esas nüfusunu Şahdağ halkları′ndan cekliler teşkil ediyor.
tr.wikipedia.org
Bireysel bankacılık, işlevlerine göre yatırım bankası veya mevduat bankası'ndan farklıdır.
tr.wikipedia.org
Normandiya Çıkartması'ndan hemen önce yedek bombardıman zırhlısı olarak yeniden göreve alındı.
tr.wikipedia.org
Demir Çağı'ndan daha kapsamlı desenli nesneler ve altın işçiliği örnekleri var.
tr.wikipedia.org
Yağı premenstrual sendromu'ndan (âdet öncesi gerginlik) kaynaklanan ağrıları azaltır ve cilde yararlıdır.
tr.wikipedia.org
Taburu’ndan cephane almamıza lüzum kalmadığından, getirilen cephaneyi askere tevzii ettim.
tr.wikipedia.org
Basil özellikle kendisini daha yüksek bir sınıftan göstermek için otelinde kalan "ayaktakımı"ndan şikayet eder.
tr.wikipedia.org
Yatakta altı öğün olarak alınan bu diyet yumurta-beyaz omlet, taze salatalar, tavuk fajitas, balık filetosu'ndan oluşmaktadır.
tr.wikipedia.org

Chcesz dodać słowo, frazę lub tłumaczenie?

Prześlij je nam, czekamy na wiadomość od Ciebie!

Interfejs: Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe